top of page

Sezgin Tanrıkulu: CHP Kürt meselesini barış odaklı politikalarla çözülmesinden yanadırRuken Hatun


Sezgin Tanrıkulu: CHP Kürt meselesini barış odaklı politikalarla çözülmesinden yanadırRuken Hatun

Sezgin Tanrıkulu: CHP Kürt meselesini barış odaklı politikalarla çözülmesinden yanadır Ruken Hatun Turhallı Türkçe Bas 2019/04/02 - 09:33 Haberler FacebookTwitterViberWhatsAppPrintMore BasNews – Cumhuriyet Halk Partisi’nin  (CHP) Milletvekili ve  önceki CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sezgin Tanrukulu, CHP Türkiye’nin Kürt meselesini barış odaklı politikalarla çözülmesinden yanadır dedi.    Türkiye'de 31 Mart yerel seçimlerini çok ağır bir atmosferde gerçekleştirdi. Cumhur ittifakı( AKP-MHP) Türkiye'de beka sorunu söylemini esas alarak yürüttüğü seçim stratejisinde , Millet ittifak'ını ( CHP,İYİ PARTİ) çok ağır ithamlarla suçladı. HDP'nin ve Kürtler'in Batı şehirlerinde ittifak dışından destek verdiği millet ittifakıda, Cumhur ittifakını toplumu parçalayan, bölüştüren ve karşı karşıya getiren siyasetinden dolayı ağır eleştiriler ve suçlamalar yöneltti. Ağır bir atmosferde gerçekleşen yerel seçimlerin, kesin olmayan sonuçlarını BasNews olarak CHP milletvekili ve eski Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkuluna sorduk ve bize CHP olarak 31 Mart seçimlerini nasıl okuduklarını değerlendirdi.  Sezgin Tanrukulu:"Aslında AK- Parti Kasım 2019 tarihinde yapılması gereken genel seçimleri, geçtiğimiz yılın Haziran ayına yani bir buçuk yıl geriye alarak, muhtemel bir daha ağır hezimeti önlemek istemişti. Ve şimdi yerel seçimlerde ortaya çıkan tablo bunun ne kadar doğru olduğunu ortaya koydu. Niye diyeceksiniz... Çünkü birinci olarak: AK- Parti Doğu ve Güneydoğuda, Diyarbakır, Van, Mardin başta olmak üzere 92 belediyede, sonuçta seçimle gelmiş belediye başkanlarını olağan üstü halden hemen sonra çıkardığı olağan üstü kanun hükmünde kararnameyle görevden alarak kayyumlarla idare etmeye başladı. Ondan önce herhangi bir soruşturma ve dava olmadığı halde.” Sezgin Tanrıkulu konuşmasının devamında, AK-Parti'nin Ankara, İstanbul başta olmak üzere büyük metropollerde de iddialı bir, yerel yönetim iddeası taşiyordu değerlendirmsi ardından şunları belirtti.:” Şimdi bu yerel seçimlerde birincisi, başta Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Antalya gibi büyükşehirlerde ittifak yaptığı siyasal partiyle beraber iktidarını kaybetti. İkincisi kayyum politikasına karşıda, ikibuçuk yıldır süren ağır baskı koşullarına rağmen sonuçta yurtaşlarımız bu politikaya karşı çıkan bir tutum sergiledi. Ve büyük şehirlerde yeniden kayyumlardan yerel yönetimlere geçecek bir seçim tercihi ortaya koydular. İstanbul ve Ankara çok önemli tabi, Türkiyenin siyaseti bakımından. Şimdi ki Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul belediye başkanlığından Türkiye siyasetine gelmiş bir siyasetçi. Ve şunu söylemişti. İstanbul'u alan Türkiye'yi alır, İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder. Şimdi böyle bir pozisyonla karşı karşıya kalabileceği bir durumu 25 yıl sonra kendi elleriyle yarattı. Çünkü yerel yönetimde 25 yıl, Türkiye'de 17 yıllık iktidardan sonra bütün Türkiye'ye korkudan, nefretten, düşmanlıktan başka vaadedeceği birşey kalmadı. Ve buna da bütün yurtaşlar, bir vesileyle de demokrasi güçleri sandıkta cevabını verdi. Bu Türkiye'de yeni bir yolun, yeni başlangıcı olabileceğinin işareti aynı zamanda. Bu bakımdan bence çok önemli."  CHP’nin önceki Genel Sekreter yardımcısı Sezgin Tanrukulu açıklamasının devamında,CHP Türkiyenin Kürt meselesini Parlamento zemininde barışçıl bir yolla ve oluşacak bir komisyonla çözülmesinden yana bir tutum sergilediğini belirtti  BasNews'in, HDP ve Kürtler Batı şehirlerinde açık bir şekilde CHP'ye destek verdi, buna bağlı olarak CHP'nin Kürt sorununa yönelik tavrında bir değişim ve gelişim olurmu sorusuna yönelik, Sezgin Tanrıkulu şunları ifade etti:" Şöyle, CHP'nin nasıl siyaset oluşturacağından öte, AK-Parti iktidarının Kürt politikasında izlediği, zulüm ve zalim politikaya karşı ortaya çıkan bir destekti.  Son 8 yıldır CHP geliştirdiği politikalarla sonuçta böyle bir desteğin CHP'ye verilmesinin zeminini yarattı. O zemin şu, CHP özellikle son 8 yıldır, Türkiye'de, Türkiyenin Kürt meselesinin Parlamento zemininde barışçıl bir yolla ve oluşacak bir komisyonla çözülmesinden yana bir tutum sergiledi. Ve bu tutumda da yöntem olarak ısrarcı oldu. Ve bir zemin yarattı. Türkiyede'ki Kürtlerin kafasında ve zihninde bir çözüm yöntemi önerdi. Çözümün nasıl olacağından daha öte, yöntemin ne olacağını önerdi. Bu yöntemin doğruluğu çözüm süresinden sonra bu çözüm masasının devrilmesiyle anlaşıldı. CHP'nin yarattığı bu zemin AK-Parti'nin ve onun liderliğinin işte son iki buçuk yıldır yoğunlukla uyguladığı zulüm ve zalimlik, düşmanlaştırma politikası, nefret politikası, ortalamaya göre terörist görme politikası sonuçta HDP'ye yakın olan, olmayan her Kürt'te bir karşıtlık yarattı. CHP'de sonuçta bunun en uygun zeminiydi. Bütün metropollerde böyle bir doğal, kendiliğinden de gelen bir yönelim oldu. CHP sadece bu yönelim nedeniyle değil ama son 7 yıldır izlediği politikalarla eksikte olsa, sonuçta Türkiye'nin Kürt meselesini barış odaklı politikalarla çözülmesinden yana bir tutum ortaya koydu. Tabi şimdi verilen bu destek, daha büyük bir sorumluluk, daha büyük bir barış politikası, bir birlikte yaşama politikasının zeminini yaratma konusunda bir sorumluluğuda yüklemiş durumda. Bu durum Hem oy veren yurtaşlar, hemde destek almış yerel politikacılar ve CHP merkez yönetimi bakımından önemli. Ben böyle bir sorumluluğun, Türkiye'de CHP'nin, birlikte yaşama, eşit yaşama, özgür ifade içerisinde yaşama bakımından yerine getireceğini , yerine getirmek için çaba sarf edeceğine inanıyorum."

 
 
 

Comments


Yazı: Blog2_Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

©2020, Gazetecilik tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page