"Devletsiz Kürtlerin diplomasi başarıları" Ruken Hatun Turhallı 2019/02/19
- Ruken Hatun Turhallı
- 8 Eki 2020
- 7 dakikada okunur

"Devletsiz Kürtlerin diplomasi başarıları" Ruken Hatun Turhallı 2019/02/19 - 11:29 Söyleşi
BasNews - Kürtler, dünyanın en kalabalık, devletsiz halk olarak, Ortadoğu kadim tarihinde kendilerini koruyarak, günümüze taşıyabildiler ancak tarihlerini hep başkaları yazdı. Az da olsa son yıllarda Kürtler’in kendileri hakında yazması sevindirici. 2018 Haziran ayı içinde Erbil, Hevi Yayınları'ndan Mustafa Ari Shafik'in “Kürt Diplomasisi” kitabının birinci cildi çıktı. Konusu sizlere ilginç geldiği gibi bizim de ilgimizi çekti. Shafik ile kitap hakkında konuşmak istedik, kendimizi Kürt Tarihi’nde diplomasi deryası içinde bulduk. Kürtlerde Diplomasi, kitap düşüncesi nerden doğdu ? Siyasal bilimler alanından geliyorum. Üniversitelerde, genel olarak Kürt gençleri Kürtdiplomasisi kaynakları açısından sıkıntı çekiyorlar, o konuda boşluk var. Onlara yardımcı olabilecek bir kaynak düşüncesiyle çıktı. Akademisyen arkadaşlarıma projemi paylaştım, iyi tepkiler aldım. Üniversitede konuya ilişkin araştırma çalışmalarımda birçok kaynak toplamıştım,yazılarım vardı.Onları yeni kaynaklarla beraber yeniden düzenleyip bir kitap biçiminde, genç araştırmacılara aktarmak istedim. Okuduğum bölümde, kitap çalışması fikrinden önceki araştırma yazılarımı Arapça hazırladığım kitap fikrinin şekillenmesinden sonra dili değiştirmek istemedim ve ilk baskısını da Arapça yaptım. İngilizcesi basıma hazır durumda, Kürtçe ve Türkçe'ye çevirisini de önümüzdeki dönemde yapacağım. Kaynak sıkıntısı çektiniz mi? Çalışmada hangi metodu izlediniz? Başlarken ciddi bir kaynak sorunu olduğunu biliyordum, buna hazırlıklıydım. Kürtler kendilerini yazmamıştı, hep başkaları başkaları yazmıştı. Mevcut kaynaklar çoğunlukla Kürtlere düşman, sömürgeci işgalci güçler tarafından yazılmıştır. Ancak, özgün bazı kaynaklar da bulunabiliniyor. Örneğin, değişik dönemdeki bazı Yunan tarihçileri, Mısır kaynaklarında daha sonraları Pers ve Ermeni kaynaklarından onlara dair bilgilere ulaşabiliyoruz. Bunlar da sınırlı bilgiler. Bu kaynaklara ulaşabilmek de ayrıca çok zor. Herşeye rağmen Kürtlerin, özellikle son yüz-yüzelli yıl içerisinde kendilerinin ulaşabildikleri ve toparlayabildikleri ciddi kaynaklar var. Bunlardan yararlanma şansım oldu. Yine resmi tarihi bilgilerin de desteğiyle belli bazı sonuçlara ulaşmaya çalıştım. Gerek eski tarih, gerek ortaçağ tarihi, gerek modern tarihi incelerken, yararlandığım kaynakları kitabımda tek tek belirledim. Alan çalışmaları için bibliyografi oluşturdum. Bu aynı zamanda alan bilgilileri için de bir kaynakça olabilir. Belirtiğim sıkıntılara rağmen emeğime değdini ve iyi bir sonuç ortaya çıktığına inanıyorum. Özgününde Kürtlerde diplomasiye ilişkin kaynak var mı? Özel olarak Kürt diplomasisini esas alan, eski tarihten günümüze herhangi bir kaynağa rastlamadım. Bu çalışmam için çok ihtiyaç duydum, ancak bütünlüklü bir kaynağa rastlamadım. Ulaşabildiklerim de, çok kısa zaman birimlerini incelemiş, o kesite dair aktarmış kaynaklardı. Bilemeyeceğim kaynak varsa da ben ulaşamadım. Dilerimki vardır, ulaşmayı da çok isterim. Konuya yakın iki kitap var. Dr Aras Ferik, “Buveydi Döneminde Kürt Diplomasisi” var. Doktora tezi olarak hazırlanmış. Faik Bulut'un daha önce okuduğum ancak şimdi ulaşamadığım Kürt diplomasisi üzerine yaptığı bir çalışması vardır. Faik Bulut'un çalışması daha çok yakın dönem Kürt diplomasisini ele aldığı için çok değerli buluyorum. Bundan sonraki çalışmam için daha gereklilik arzedecek. Bu ilk çalışmamda, eski tarihten yeni tarihe kadar olan zaman dilimini ele aldım. Sonraki çalışmamda modern dönemlerin Kürt diplomasisini işlemek istiyorum. Aşamalı ele aldım. ilki Lozan'a kadar olan bölümü kapsıyor. Kitabı yazım esnasında destek olan arkadaşlarım “Tarih Boyunca Kürt Diplomasisi“ isim önerisi getirmişlerdi. Orada ki ‘tarih boyunca’ muhtevayı genişletiyor. Bütünlüklü bir gerçekliği işlemen gerekiyor. Kaynak bulma, sorumluluk açısından ciddi bir ağırlık oluşturacaktı. Bunları şimdilik bütünen dolduramayacağım için kabul etmedim. Araştırırken ilginç şeylerle karşılaştınız mı ? Kürt tarihinde belkide bizim halen de göremediğimiz şaşırtıcı ve hayranlık uyandırıcı yönler var. Çok çarpıcıdır. Başka araştırmacılar da farketmişlerdir. Kürtlerin kendi bölgelerinde, tarih boyunca yaşanan iktidar çatışmalarında çoğu zaman belirleyici politik güç olmalarına rağmen, hiç bir zaman resmi bir statü kazanamamış olmaları hayret verici bir durumdur. Ama bence bundan daha fazla hayret edilecek bir durum var. Oda şu; bir halk dört bin yıldır bulunduğu coğrafyada, böylesine ölüm kalım savaşlarının yaşanmasına rağmen, devasa güçlerin politik, diplomatik ve şiddet oyunlarının içerisinde kendi varlıklarını sürdürebilmesi, bugüne kadar gelebilmesi kendi başına bir mucizedir. Özellikle tarihi bu boyutları ile inceleyenler bu iki gerçeği yanyana görebilirler. Bu Kürt halkının çok güçlü ve zayıf yönünü bir anda gösterebiliyor bize. Güçlü ve zayıf yanlar nasıl içiçe olabiliyor? Büyük güçlerle iletişim halinde olmaları, onlarla siyaset arenasında yer alabilmeleri, dengelere direkt etki edebilmelerini getirmiştir. Kürtler böylesi güçlü pozisyona sahip olmasaydılar, bu coğrafyada yaşamış,bugün olmayan birçok halk gibi yok olmuşlardı. Arnold Wumbin 'in teorisine göre, bir halk ya tarihe gereken cevabı verip varlığını sürdürebilir ya da yokolup gider. Kürtler yok olmadılar ama tarihe gereken cevabı da veremediler. Ortadoğu gibi tarihin farklı dönemlerinde farklı iktidarlara sahip olmuş coğrafyada özellikle her anlamda baskı ve katliam uygulanmasına rağmen Kürtler günümüze kadar gelebildiler. Bu Kürt'lerin güçlü yanıdır. Peki, devletsiz diplomasi olur mu? Kürtler tarihte toplumsal,kültürel ekonomik etkiler dışında diplomasi ve politikada da belirleyici olabilmişlerdir.Diplomasi salt devlet sistemiyle ilgili değildir,,karakterlerin yarattığı ilişkilerdir. Karakter de devlet yapısından ibaret değildir. Bazen devletler,bazen örgütler hatta bireyler diplomaside çok aktif rol oynayabilirler. Diplomasi tarihi incelendiğinde milletler ya da devletler arasında gerçekleşen diplomatik adımlar ele alınmaktadır. Oysa Kürtler açısından bu hep farklı oldu. Kürtler devlet olamadan da bulundukları coğrafyada hem uluslararası hemde bölge devletleri arasında gerçekleşen diplomatik çalışma, kriz ve uzlaşılarda çoğu zaman belirleyici denge unsuru olmayı başardılar. İlk ataları kabul edilen Guti, Med ve Mitanilerden Mahabad Kürt Cumhuriyeti'ne kadar böyledir. Beylik düzeyinde bazen devletin ön aşaması oluşumlarıyla diplomatik çalışmalarda ya aktif ya da dolaylı yer alıp katkı sunmşlardır. Bulundukları coğrafyanın jeo-stratejik konumu nedeniyle iktidar gücü olmamalarına rağmen çoğu zaman diplomasi gücü olmayı başarabilmişlerdir. Daha Firavunların Ortadoğu‘ya hükmetmek istedikleri dönemlerde, Kürtlerin ataları olarak kabul edilen Mitaniler‘in politik konumları etkilenmiştir. Medler ile Asuriler arasındaki yaşananları tarih kitaplarından görebiliyoruz. Persler ile Bizanslılar arasında yaşanan savaşlar var. Kürdistan bu savaşın en yoğun yaşandığı coğrafyadır. Kürtler, Osmanllılarla Safeviler arası savaşlarda etkilendiler ve bir yandan da belirleyici oldular. M.Ö.Dönemlerde diplomatik evlilikler var. Kürtlerde de var mı? Babil İmparatoru ile evlendirilen, Keyhüsrev'in kızı var. Mitan imparatorunun kızı Nefertiti dönemin Firavunuyla evlendiriliyor. Diplomatik evliliklerdir. Med Pers ilişkilerin de içiçe geçmiş aile ilişkileridir. Medler'den sonra Kürdistan'da iktidar Perslere geçiyor. Persler ilk olarak Medlerin eserlerini yoketmeye çalışıyor. İktidarın Perslerden başladığı algısını yaratmaya çalışıyorlar. O nedenle de dönemin diplomatik ilişkileri hangi,düzeyde? Elimizde çok ciddi bilgiler bulunmamaktadır. O dönemde de Kürt- Pers ilşkileri inişli çıkışlıdır, bunu biliyoruz. İslamiyet Dönemi günümüzü mü belirledi, ne dersiniz ? Başlangıcında Hz.Muhammed'in yakın arkadaşı olan Kürt Kavanda (Kavani Kurdi) güvenilir sahabesidir. Bu dönemde ilişkiler daha çok bireyseldir. İlişkiler, daha çok Emevi ve Abbasiler döneminde gelişme gösterdi. Abbasilerde özellikle iktidarın bir tarafı olarak boy gösterdiler. Emevilerin iktidarı kaybetmeleri Kürtlerin oynadığı rolle birebir bağlantılıdır. Ebu Müslim-i Xorosani, Kürt – İslam devrimcisidir. Ebu Müslim-i Xorosani, İslamiyet'i iktidar gücü olarak kullanan Arap egemenlikli Emevileri yıktı. Böylece İslamiyeti bütün İslam aleminde yer alan halklar adına Abbasilere teslim etti. Kürtler İslamiyetin başlangıcında her ne kadar İslamiyet'i redetmiş olsalar da, İslamiyet'i kabul ettikten sonra İslamiyet'i hem korudular, hizmetleriyle geliştirdiler. İslamiyet döneminde Kürtlerden önemli yazar ve şairlerin çıkması zeminini burdan alır. Özellikle Selahaddin Eyübi dönemine kadar Kürtler tamamen İslamiyet'e hizmet ettiler. Kürtlerin diplomaside en başarılı dönemi sizce hangisidir ? Kürt diplomasisi, Osmanlı ve Safaviler döneminde gelişiyor. Kürtlerin dengelerde belirleyici olduğunu gösteriyor. Osmanlılar, Şah Abbas Safavi'nin saldırılarına karşı zor durumda kaldıklarında Kürtler‘le ittifak geliştirdi. Kürtler'in diplomasisinde burda öne çıkan Şeyh İdrs-i Bitlisi oluyor. Bitlisi'nin iki önemli avantajı vardı. Osmanlılardan tecrübe edinmesi ve Kürt Beyliklerini iyi tanımasıdır. İran - Osmanlı çelişkisinin farkında ve kullanıyor. İlgili Kürt kaynaklarında ,özellikle bazı Kürt örgütlerinde, onunla ilgili, yanlış yorumlar yapıldı. Aslında yaşadığı dönem itibarıyle iyi bir rol oynuyor. Diplomasi alanında Kürtlerin 16 beyliği arasında ittifak geliştiriyor. Bu ittifak sayesinde, Osmanlılar'la masaya oturarak, bir ittifak geliştiriyor. İki imparatorluk arasında Kürtler, ilk parçalanmışlık Osmanlı-Fars çelişkisinde beyliklerin konumları ve rolü nedir ? 16 yy. bağımsız, asla bir araya gelemeyecek denilen beyliklerden söz ediyoruz. Beylikler, Osmanlılar için de Farslar için de önemlidir. Sınırda ve stratejik değerdeler Osmanlı ilişkilerindeki tek fark mezhepsel durumdu. Kürtler büyük oranda Sünni oldukları için, Osmanlılara daha yakın olmaları kaçınılmaz oluyor. Fars tarafında da bu rolü oynuyor. Erdelanlılar sadece mezhepsel değil, sosyal olarak da,karşılıklı kadın alıp verme durumundan dolayı burada da aileler içiçeleşiyor, Farslarla Erdelan'lılar arasında çok güçlü bir kaynaşma ortaya çıkıyor. 1514 ten 1850 'lere kadar başka imparatorlukların denetiminde olmalarına rağmen beylikler Kürdistan'ı yönetiyorlar. Kürtlerin her anlamda gelişimini sağlıyorlar. En son 1848 Botan- Bedirxaniler‘in Beyliği düşüyor. 1867 Erdelan Beyliği İran'da yok oluyor. Bununla, Kürdistan'da beylikler süreci de bitiyor. Zaten kapitalizm'in ortaya çıktığı sürece denk geliyor. Kapitalizm yeni ticari ilişkiler geliştiriyor. Osmanlılar da, İranlılar da beyliklere karşı merkezi otoritelerini güçlendirmeye çalışıyorlar. 1850lerden sonra Kürt Beylikleri sahneden kayboluyor. Medreselerin Kürt milliyetçiliği ve Kürt diplomasisindeki etkisi nedir ? Kapitalizm ve ulus devlet etkileri Kürtleri de etkiliyor. Kürt Hareketleri'de yeni bir aşamaya giriyor. Dini motifli Kürt hareketi, liderleri çıkıyor. II. Dünya savaşına kadar Kürt hareketlerinin başında bu tip insanlar bulunuyorlardı. Şeyh Ubeydullah Nehri 1880‘ lerdedir. Sonra Şeyh Abdulselam Barzani var. Bu önderlikler arasında diplomaside en yeteneklisi Şeyh Abdulselam Barzani görünüyor. Osmanlı otoritesi karşısında bir Kürt ittifakı sağlamaya çalışıyor. Aşiretler arası çok önemli toplantılar yapıyor. Belgelerini resmi olarak Osmanlılara sunuyor. Diğer taraftan bölgeye yeni gelen Ruslarla da irtibata geçerek, ittifaklar kurmaya çalışıyor. Sımko Şikak ile Tiflis'e gidiyorlar. Rus soylularının temsilcisiyle bir görüşme yapıyorlar.Dönüşte Abdulselam Barzani Osmanlı'lara yakalanıyor, Musul'a götürülüyor,idam ediliyor. Bu idam, I. Dünya savaşının başlangıcına denk geliyor. Bu da gelişecek Kürt ulusal hareketlerinin Osmanlılar ve İranlılar tarafından da başlangıç aşamasında darbelenmesine yol açıyor. Bölgede yeni gelişmeler yaşanırken, bu Kürtler için başlangıçta kaybetmek anlamına geliyor. Ancak, bölge dışı güçlerin gelmesi Kürtlerin artık iki gücün baskısının altından kurtulmasını sağlayacak gelişmeler de ortaya çıkarıyor. Aslında Lozan Kürtler için bir fırsattı I.Dünya Savaşı’nda Kürt diplomasisi nasıl gelişiyor ? Sümerler ve Firavun'lardan I.Dünya savaşına kadar Kürtlerin eline büyük fırsatlar geçti. Devletler, imparatorluklar kuruldu, yıkıldı ama bu bölgede her zaman Kürtlere rakip olan ya Türk, Fars ya da Sami kökenli bir millet vardı. I.Dünya Savaşında bir nevi bütün iktidarlar ya yok oldu ya da çok zayıfladı. Arap'larda herhangi bir devlet yok, Osmanlılar yok olmanın eşiğinde Fars'ların Kacar imparatorluğu yıkılıyor, yerine yeni oluşum gelişiyor. Kürtlere beklenmedik fırsatlar doğdu, kendilerini toparlayabilirlerdi. Sevr Konferansı’nda Kürtleri Şerif Paşa başkanlığında bir heyet temsil etti. Sahada da Kürtlerin görünür bir güçleri vardı. Şeyh Mahmud Barzanci'nin Süleymaniye'de iktidarı vardı. Şeyh Abdulkadir'in kardeşi Şeyh Taha, Sımko Şikak sahada bir güç konumundaydılar. Ancak güçleri dağınıktı. Böylesi önemli fırsatların ortaya çıkışı dönemseldir ve Kürtler, toparlanıp ortak güç olma konumunda değildiler. Sovyet devrimi gerçekleştiği dönemlerdir. İngilizler ve Fransızlar, Ortadoğu'da hızla Rusların önünü alabilecek güçlere ihtiyaç duyuyorlardı. Kürtler'in bu rolü oynama imkanları olmayınca,yeniden Türkler ve İranlılar'a geri döndüler. Bir taraftan Mustafa Kemal, yeni bir güç olarak diğer taraftan da Rıza Pehlevi ortaya çıkıyordu. Bu da Lozan'da Kürtler için ortaya çıkan şansın bitimi oluyordu. 1914 ile 1923 arası aslında Kürtler için büyük fırsatlar yarattı, büyük diplomasi olanağı vardı ama, Kürtler bu fırsatlar dan yararlanamadı. Mustafa Ari Shafik kimdir? Güney Kürdistan’ın Erbil'in Barzan bölgesine bağlı Adilbeg köyünde dünyaya geldi. Araştırmacı-Yazar Uluslararası ilişkiler bölümü mezunudur. Değişik Kürt Parti ve kurumların çalışmalarında yer aldı. Aynı zamanda medya analisti Shafik 'in birçok makalesinin yanısıra Kürt diplomasisi üzerine basılmış kitabı bulunmaktadır.
Comments