Dalkurd’dan Başbakan Mesrur Barzani'ye mesaj: Ulusal başarılara imza atmanızı dileriz Ruken Hatun
- Ruken Hatun Turhallı
- 8 Eki 2020
- 8 dakikada okunur

Dalkurd’dan Başbakan Mesrur Barzani'ye mesaj: Ulusal başarılara imza atmanızı dileriz Ruken Hatun Turhallı 2019/07/11 - 09:56 Söyleşi
Ruken Hatun Turhallı BasNews - Kürdistani renkleri ile İsveç Fotbol 1.profesyonel ligin de fırtınalar estiren bir takım oldu DalKurd. DalKurd ismini kurulduğu isveç’in Dalarna kenti ile Kurd kelimesinin birleşiminden aldı. Her Kürt yurtseverinin gururunu okşadı. İstenildiğinde başarılabileceğini özellikle Kürt gençlerine öğretti, umut ekti.DalKurd öyle bir mucizenin adıdır. Bu objektiflere, görsellere taşınan bir dünya ancak işin arka planında neler vardı, ne tür emekler verilmiş, zorluklar yaşanmıştı, nasıl başarılmıştı? Tüm bunları aynı zamanda takımla da eşdeşleşmiş kurucu başkan Ramazan Kızıl ile sizin için konuştuk. DalKurd fikri nasıl gelişti, başlarken nerelerden ilham aldınız? Bir anda oluşan bir fikir değildi aslında.İsveç'e ailemle mülteci olarak geldim. Ülkede iken Kürtlerin ağır bir özgürlük sorunu vardı, kayıtsız kalamazdım.Sonucunda politik nedenlerden dolayı ailemle birlikte mülteci olarak İsveç'e geldim. Gelişim hayatımı kurtarmak, ulusal sorundan uzaklaşmak için olmadığından burdada gereğini yapmam gerekiyordu. Kürt olmak hala çok zor. Herkes için doğuştan kazanılan ulusal haklar, kimliğini özgür yaşama hakkı bile Kürtler için kabul görmüyor. Büyük bir inkar var üzerimizde.Yine doğuştan gelen ana dilimizde eğitim hakkımız bile yok.Var, ama yok sayılan bir ulusun mensuplarıyız. Bu kabul edilebilir bir durum değildir .Birey olarak bunun getirdiği ağırlık vardı üzerimizde. Hem ülke hemde isveç'de on dört yıllık politik bir mücadele geçmişim vardı. Daha sonra aktif politikadan uzaklaştım. Ailem ve bireysel işlerime yoğunlaştım. Ancak, içimde hep bir eksiklik vardı, Durumu kabullenemiyordum. Aklımın bir köşesinde hep mültecilik gerekçelerim duruyordu. Kürtlerin her ulus gibi en doğal olan hakkını, özgürlüğünü savunduğum içindi tüm yaşadıklarımız. Ohalde hakkını vermeliydik. Yine, bulunduğumuz şehirde çok sayıda Kürt genci yaşıyordu.Bu şehirde kriminal olaylar çok yaşanıyordu.Çete ve uyuşturucu gruplarının kirli elleri bizim gençlere de uzanıyordu. Kürt gençleride bu tarz gruplar kurmuştu. O sıralar ben de bir diskotek işletiyordum. Gençlerin yoğun uğradığı bir yerdi. Ordan, gençlerin yaşam tarzlarını açık bir şekilde takip edebiliyordum. Gençleri ordan çekip alacak bir proje olarak, fikir ilk orda doğdu. İsveç'de böyle projeleri geliştirmek için çok uygun koşullar da vardı. Kendi ülkemde yapamadıklarımı, burada yapabilirdim. Devlet zaten o imkanları sağlıyordu. Geldiğimiz, Ülkemiz Kürdistanı ile yaşadığımız İsveç’i DalKurd'da Buluşturduk. Başlangıcında gençleri kriminal ortamlardan uzak tutma amacı var galiba? Evet fikir ordan oluştu. DalKurd'un kurulmasına vesile olan, hızlı büyümesini sağlayan iki temel sütun vardır. Birincisi,'Kürdüm ve Kürtlük için ne yapabilirim?' İkincisi de bilinen biçimiyle ülkeden kopup, Avrupa'ya gelenler özden boşalıp, yurtseverlikten uzaklaşıyor, kendi bireysel hayatlarının peşinden koşuyorlar. Buna karşı bir intikamcılık duygusuydu. Bunu daha çok Türk Devleti, Kürt gençlerine uyguluyordu. İnciticiydi. Buna karşı şunu yapmaya çalıştık: 'Sen bizi 6000 Km uzağa değil, 50000 Km uzağa da mülteciliğe maruz bırakırsan, en büyük zorluklara mahkum etsende, gittiğimiz yerde asimile olmayacağız. Ordada ulusal düşüncelerimizi, duygularımızı her şekilde dile getirerek, mücadelemizi sürdüreceğiz.' İsveç, bunun için güzel imkanlar sunuyor. Dilimizi, kültürümüzü yaşatmak için imkanlar var. Devlet, İhtiyaç duyduğumuz her konuda destek sunuyor. Kürtçe eğitim hakkımız, kendi dilimizde sağlık hizmeti görme, resmi dairelerde kendimizi Kürtçe ifade etme haklarımız var. Biz de hem yaşadığımız hem geldiğimiz ülke için güzel şeyler yapmak istedik. Devletin sunduğu olanakları asalakça kullanmak, yakışmazdı. Karşılıklı, ortaklaşa birşeyler üretmek istedik. Belki mültecilik bir zorunluluktu ancak, ömür boyu devam edecek bir durumda değildi. Mesajımız şuydu: Kürtler olarak, zorunluluktan ülkenize mülteci olarak geldik ama, size ağırlık oluşturmayacağız. Bizi mülteci olarak kabul ettiniz, karşılığında biz de size güç vereceğiz. Bizler onurlu bir ulusun çocuklarıyız. Mücadelenin her alanı orda kendini hissettiriyor ama spor eksik kalıyordu. Boşluğu doldurmak istedik. Futbol, dünyada en ilgi gören spor dalı. Kurumsal biçimde ele alıp, ulusal mücadelemizin hizmetine sunmayı, hedef seçtik ve böyle başladık. DalKurd'u sadece bir futbol sevgisi, futbol oyunu için kurmadık. DalKurd ulusal duygu ve hedeflerle kuruldu. Kulüp, takım kurmak ciddi zorluklar, maliyet gerektiriyor.Hedef ve araçlarınızı nasıl belirlediniz, üstesinden nasıl geldiniz? DalKurd bir tek benim eserim değildir. Çok insanın emeği var içinde. Kısa süre içerisinde yükselen böylesi bir başarı ne İsveç ne de Kürdistan takımlarında var. Bir kişi ile bunu başarmak mümkün değildir. Maddi destek yanısıra, zamanını verip, gelişiminde katkısı olan birçok gönüllü yurtsever, dost var ancak, görünür olan benim. Benimde oldukça zamanımı aldı. Çaba ve nihayetinde katkılarım var. Görev ve sorumluluklarımın farkındayımda aynı zamanda. Özellikle ekonomik, politik ve toplumsal zorlukların olacağını tahmin ediyorduk. Ona görede hazırlıklıydık. Kürtler için örnek bir çalışma olacağını hesaplamıştık. Ulusal olmalıydık. Bunun için de ilk aldığımız kararlar; herhangi bir parti, grup,ya da aileye bağlı olmama yönünde bir ilke oluşturduk. Kulübün tamamen kendi belirlediği tüzük ve programına göre hareket etme ilkesini esas aldık.'Kulüp, hedeflerine ulaşmak için, ne belirlemişse, sadece onları yapmakla mükelleftir.' diye başladık.' Dışardan nasıl görünüyor, ne isteniyorsa, öyle olalım.' biçiminde bakmadık. Çok zorlukla da karşılaştık, hala karşılaşıyoruz.Yılmadık, herkesi şaşırtan bir çalışmaya imza atmayıda başardık. Futbol kulübü için ekonomi çok önemlidir ancak, herşeyde değildir. Onun kadar önemli ve hatta daha değerli olan gönüllü zaman ayırmak, çalışmaktır. Burda esas olan herşeyin, kulüp ilke ve hedefleri ile bir uyumluluk içinde yürütülmesidir. Diğer uluslara nazaran Kürtler, kurumlaşmada maalesef dezavantajlı durumdalar. 400 yıldır kendi ismimizle hiç bir kurum çalışması yapmamış bir milletiz. Kendi ismimizle kurduğumuz böylesi bir çalışma elbetteki tehlikelerden, engellerden uzak olamazdı. Kulüp yakında 15 yaşına giriyor. İlk yıllarda özellikle ciddi zorluklar yaşadık. Örnek alabileceğimiz bir geçmiş yoktu ancak şuan Dalkurd bile tekbaşına daha sonra gelecekler için çok yoğun tecrübelere iyi bir örnektir. Geçen bu kısa sürede güzel tecrübeler yarattığımıza inanıyorum. 15 yıl gibi kısa bir dönemde 8. lig den süper lige çıkmayı başardık. Her ne kadar şu an yine 2. Lige düştüysekde, bu yıl yine süper lige çıkmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz, başarılı olacağımıza da inanıyorum. ' Dalkurd : Körü körüne inanma, tanı, sev, ve bağlan !' Peki ,Kürtler'de DalKurd'a nasıl bir sahiplenme var? Kürtler'de ne yazıkki, ulusalcılıktan ziyade particilik ön plana çıkıyor.Kendinden olmayınca ilgili olmuyorlar. Hatta bazen zarar bile veriyor, varlığınızı kabullenmek istemiyorlar. Bizim için asıl zorluklar bunlardır.Oysaki, yardımlaşma, dayanışma içinde olmaları gerekiyor. Çünkü, halkımız için yararlı bir çalışma yürütüyoruz. Destek olmuyorlarsa,zarar vermesinler.O da kafi.Yine belirtmeliyim ki, Kürdistan'ın dört parçasından, farklı partilere sempati duyan değişik ve çok renkli kesimler var içimizde. Siyasetteki farklılıklarımız sorun teşkil etmiyor, zorluk yaşanmıyor. DalKurd'dan ayrıldıktan sonra hangi parti yada siyasi görüşün içinde yer almak istyorsa, bizi ilgilendirmiyor. Takımda iken esas aldığımız, kendi program ve tüzüğümüzdür. Ona uymak, ona uygun hareket etmek yeterlidir bizim için. Zorlukları anlatmışken şunu da belirmem gerekiyor. İsveç'te diğer Avrupa ülkelerindekiler le karşılaştırdığımızda daha az Kürt yaşıyor ancak,bize her konuda çok destek ve güç veriyorlar. Diğer İsveç kulupleri kadar imkanlarımız olsaydı, inanın sadece İsveç ve Kürtler değil, bütün dünyanın gündemine girebilecek başarılar elde edebilirdik. Biz imkansızlıklardan imkan, yokluklardan varlık yaratıyoruz, Buna bağlı olarak da zorluklardan bir başarı çıkışı, bir yol açıyoruz. Rakiplerimiz Kürt kulupleri değil, İsveç kulüpleridir. İsveçliler, her konuda çok eğitimli ve donanımlı oldukları gibi spordada öyleler. Bir kere devlet burda büyük olanaklar sunuyor, herkes bundan sınırsızca yararlanabiliyor. Lakin biz eşit konumda değiliz. İsveçli’ler eğitimli,donanımlı, alt yapıları var.Kürtler ne yazık ki eksilerden başlıyor. Yanısıra Kürt partileri ve kurumlarımızdan hiç bir şekilde destek, almıyor, dayanışma görmüyoruz. Yinede zorluklara, olumsuzluklara rağmen böylesi başarılar elde edebiliyoruz. Bu aslında bir mucize. DalKurd’u kurma aşamasında, kendimizi motive etttik.: “Bu işi bilmiyoruz ama öğreneceğiz'. İlk sloganımızı da, 'Körü körüne bağlanma,Tanı, Sev ve Bağlan'. Bu bizim için her durumda geçerliliği olan bir ilkedir. DalKurd bunun doğruluğunu pratikte gösterdi. Çalıştık, başardık,halkımızın desteği arkasından geldi. Onların her sevinci ile biz, daha fazla motive olduk. Bu,büyük sorumluluklar da yüklüyor. Bununda farkındayız. Kürdistan Bölgesi Milli Takımı devletsiz halklar futbol turnuvası finalinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni yendi ve turnuvanın şampiyonu oldu, DalKurd’da elde ettiği başarılarla bunu taçlandırdı.Devletiz Kürtlerin başarılı olmalarının sihri nedir? DalKurd biraz da Barcelona takımına benzetilir, Kürtlerin milli gururu olarak görülür.Ne dersiniz? İsveç'de 150 bin civarında Kürt yaşıyor.Sadece Kürt gençlerinden oluşan bir futbol takımı kurmak çok zor. Barcelona'dan çok, Bask bölgesi Atletico Bilbao takımını örnek alıyoruz. Bask bölgesi dışındakilerin takımda oynaması yasak. Temsilcilerinin sadece Basklılar'dan oluşmasını esas alıyorlar. Kürtler onlar gibi değil, bütün spor dallarında hem içerde hem de uluslararası arenada çok yetersiz, zayıfız. Sporun herhangi bir dalında küçük bir başarı elde edilince çok seviniyoruz, mutlu oluyoruz. Ancak, Uluslar arası müsabakalarda her spor dalında kendimiz adına, ulusal olarak katılım düzeyinde geliştirmek gerekiyor. Bu umudu her zaman taşıdık,taşıyoruz.Kürtlerin de bir gün mutlaka devleti olacaktır, kendi milli takımlarında da temsil bulacaklardır. Bu konuda bizim üzerimize düşen görev olursa, sonuna kadar yapmaya hazır olduğumuzu da, sizin aracılığınızla ifade etmek istiyorum. Futbol Sadece Oyun Değildir Özellikle futbol sizce bir asimilasyon aracı olarak mı kulanılıyor? Çok doğru. Biz de DalKurd olarak, Barcelona, Real Madrid gibi takımlara benzemekten çok, Fenerbahçe, Galatasaray gibi egemen devletlerin takımlarını seven, destekleyen Kürt gençlerini buna mahkum olmaktan çekip almak istiyoruz. Ulusal kimliğiyle bütünleşmiş spor kuluplerini desteklemelerini sağlamak ve sevindirmek istiyoruz.Fenerbahçe, Galatasaray gibi takımların, milliyetçilik duygularını körüklemek için kurulduğunu biliyoruz. Halada bu biçimi ile kulanılıyorlar. Kürt gençlerinin bu kulüpler vasıtasıyla nasıl bağımlı kılınıp depolitize edildiklerini de görüyoruz. Onlara her fırsatta alkış tutuyorlar. Onları yok sayan , egemen devletlerin takımları olduklarının bile farkında değiller. İşte biz bu gerçeğe biraz parmak basarak, tamda bu gençlere kendileri ve kendilerinin olan bir alternatif sunmaya çalışıyoruz. Gençlerimizi oralardan kopartarak kendi ulusal takımları yada spor klupleri için bir şeyler yapmaları ve desteklemelerini istiyoruz. O zaman istemeden önce sunmak gerek,onun için de bu alanda kapsamlı,kısa ve uzun vadeli projeler geliştirmek gerekiyor. Kürt futbolunu nasıl görüyorsunuz, yeterince önem veriliyor mu,sorunlar nelerdir? Kürdistan'da futbola ilişkin yanlış bir yaklaşım var.Futbol sadece bir oyun değildir, insanın fiziğini ve psikolojisini güzelleştirirken, arkadaşlık,dostluk,ilişkilerinin gelişimine de faydalı olan bir bütünselliktir. Aynı zamanda bir lobi çalışmasıdır. Hem bireyler hem de toplumlar arasında iletişim kurmanın iyi bir yöntemidir. Bu yaklaşımın Kürdistan'da da gelişmesi gerekiyor. Kürdistan Bölgesi federatif bir yapıda olsada, bağımsızlıklçı bir yaklaşımla konu ele alınabilir. Futbolu,sadece top oynama anlayışından kurtarmak gerekiyor. İsveç dünya futbolunda iyi bir yerdedir,örnek alınabilir.En büyük hayalim, İsveç futbol sistemini Kürdistan'da hayata geçirmek. Mesela benim yaşadığım şehir 40 – 50 bin nüfuslu ve 14 büyük futbol kulubü bulunmaktadır.Oysa Hawler, yaklaşık 2 milyon nüfüsa sahip, Buna rağmen ciddi manada bir futbol takımının olmadığı kanaatindeyim. İmkan varken, neden takımlar yok? Kuzey Kürdistan çok daha vahim, tamamen Türk futbol sistemine göre yürütülmeye çalışılıyor. Kendi isimleriyle birşeyler yapamıyorlar yada sistem oturtamıyorlar Türk futbol sistemi Kürtler'in imhası ve inkarı üzerine kurulmuş bir sistemdir. Bütün bunları değerlendirdiğimizde çok büyük sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Çok açık bir şekilde, Cizrespor ve Amedspor'un başına getirilenleri görüyoruz. Özgür Kürdistan Bölgesi yönetimine koşulları olduğu için burda sizin aracılığınızla , sanat, müzik, spor, kültür alanlarında daha yoğun bir destek vermeleri gerektiği yönünde bir çağrı yapmak istiyorum.Dünyada gelişmiş ülkelerde, modern anlamda bunun çokça örnekleri vardır. Tüm bu alanlarda sağlam temeller oluşturabilirsek, karşılıklı besleneceklerdir. Projelerin hayata geçirilmesi hususunda, birey olarak üzerime düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmede gücüm oranında, yapmaya hazırım. Özellikle futbolda İsveç sistemini, Kürdistan bölgesine taşıma konusunda bütün imkan ve yeteneklerimi seferber edebilirim. örneğin İsveçli aileler, zamanı değerlendirmek, kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için, çocuklarını bize getirir, bize emanet ederler. Bunun için bize ücret vermeyi bile teklif ediyorlar. Oysa dünyanın bir çok yerinde ve ne yazık ki Kürdistanda'da futbol çoğunlukla daha hızlı ve büyük miktarlarda para kazanma aracı olarak görülür.İsveç örneğinde olduğu gibi, futbol para kazanmaktan çok, özellikle çocuklar için eğitim, fizik kondisyon ve psikolojik rahatlama yöntemleri olarak öğretilmelidir.Kürdistan'da da bunu başarmak gerekiyor. Federal Kürdistan Bölgesinde İsveç Futbol Modelini Geliştirmek İsterim, Özellikle Sayın Mesrur Barzani'nin Desteği ile Başaracağımıza İnanıyorum. Mesrur Barzani’nin, Kürdistani yönü hepimiz için umut verici. Kürdistan Bölgesi yönetimi başarılarından dolayı, DalKurd'u kutladı mı? Siz şimdiye kadar karşılaşmalarınıza Kürdistan Bölge Yönetimi’nden birilerini davet etiniz mi? DalKurd olarak kuruluşumuzdan beri,Federal Kürdistan Bölgesi yönetimiyle çeşitli düzeylerde irtibat için girişimlerimiz oldu. Maalesef şimdiye kadar somut hiç bir şey geliştiremedik. Temmenimiz, yeni kurulacak Kürdistan Bölgesi Hükümetiyle bir diyalog ve pratik gerçekleştirebilmek.DalKurd olarak ulusal görüşlere önem veren bir kulübüz,ulusal çıkarları herşeyin üzerinde görmekteyiz. Müsade ederseniz sizler aracılığıyla, özellikle yeni kurulacak Kürdistan Bölgesi Hükümeti Başbakanı olacağına inandığımız Sayın Mesrur Barzani'ye şu çağrıyı yapmak istiyorum: Sayın Mesrur Barzani, uzun zamandır sizi ilgiyle takip ediyoruz ve ulusal bütünselliğe önem verdiğinizi görebiliyoruz. Çok az yöneticide bulunan Kürdistani yönünüz hepimiz için umut vericidir. Özellikle bu yönünüz başta olmak üzere, bütün güçlü yönlerinizle dünyanın her tarafındaki Kürtler'e umut kaynağı olacağınıza inancımız büyüktür. Biz de İsveç'te faaliyet gösteren DalKurd Takımı olarak, Kürt ve Kürdistani bir yapıdayız. Yakın bir zamanda başlayacağınız Kürdistan Başbakanlığı göreviniz döneminde çok değerli zamanınızdan bize de zaman ayırır,kabul ederseniz, DalKurd kulübü olarak çok memnun oluruz.DalKurd Spor Kulubünü size daha yakından tanıtmayı umut ediyoruz. Ayrıca imkan ve fırsatlarınız dahilinde DalKurd spor kulübünün önemli bir müsabakasında sizide şeref locasında, Mülteci Kürt takımının yöneticisi ve destekleyicisi olarak görmek bizim için onur verici olur. Bu vesileyle de oluşacak yeni Kürdistan Hükümeti ve Başbakanlık görevinizi şimdiden kutlar ve bütün Kürtler adına ulusal başarılara imza atmanızı dileriz.
Comentarios