‘ABD ve Fransa’nın bölgedeki çıkarları Kürtlerin birliğinden geçiyor’ Ruken Hatun Turhallı 2020/05
- Ruken Hatun Turhallı
- 8 Eki 2020
- 13 dakikada okunur

‘ABD ve Fransa’nın bölgedeki çıkarları Kürtlerin birliğinden geçiyor’ Ruken Hatun Turhallı 2020/05/24 - 14:49 Söyleşi
Ruken Hatun Turhallı BasNews - Kürtler, Rojava Kürdistanı’nda IŞİD ile mücadelede dünyaya ilham veren eşsiz bir mücadele yürüttüler. IŞİD’in yenilgisinde en büyük pay sahibi Kürtler oldular. Fakat uluslararası statüleri olmadığı için artılarını kendi hanelerine yazamadılar. Ödedikleri bedellerle yaratıkları sonucu, ancak ve ancak ulusal birliklerini muhafaza ettiklerinde elde edebilecekleri kanısında hemfikir oldular.Yeni atılan bu birlik adımı, tüm Kürt dünyasında büyük bir coşku ile karşılandı. Ölümlerde ortaklaşan Kürtler, artık sevinçlerinde de ortaklaşabilmeyi başaracak gibi duruyorlar. Demokratik Birlik Partisi (PYD) Sözcüsü, PYD Başkanlık Konseyi Üyesi ve yeni oluşan Partiya Yekitiya Niştimaniya Kurd’da, Demokratik Birlik Partisi (PYD) Temsilcisi Sema Begdaş ile 25 Kürt partisinin bir araya gelerek oluşturdukları Kürt Ulusal Partileri Birliği’nin (Partiyén Yekîtiyan Niştimanî ya Kurd) oluşum sürecini, program ve hedeflerini, Rojava Kürdistanı’nda birlik zeminini, yaşanan sorunları ve olası çözüm yöntemleri ile PYD ve ENKS görüşmelerinin yürütülmesine öncülük eden ABD ve Fransa’nın bu projeyi yürütme tarzlarını konuştuk. Sema Begdaş ABD ve Fransa’nın Rojava Kürdistanı’nın da Kürt partilerinin birlik çalışmalarının desteklenmesini şu şekilde ifade ediyor: ‘ABD ve Fransa Kürt Birliğinin yanı sıra, bölgede kendi çıkarlarını düşündükleri için bu türden çalışmalara ağırlık verdiler. Ama önemli olan burada onların çıkarlarının Kürtlerin Birliğinden geçiyor olması. Yani karşılıklı bir çıkar durumu söz konusu. Bunu Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan tecrübelerden de görüyoruz. Nasıl ki ABD 1998’de her iki Kürt partisinin liderlerini Whaşington’a götürerek bir araya getirdiyse, bir birlik yaratmaya çalıştıysa ve burada karşılıklı çıkarlar söz konusu olduysa, şu an ortaya çıkan durumda buna benziyor.’ Öncelikle şunu sormak istiyorum. Şu an Rojava’daki durum nedir? Corona pandemisi ile nasıl mücadele ediyorsunuz? Bütün dünyayı etkisi altına alan coronavirüs salgını, Kuzey Doğu Suriye bölgesini de etkisi altına aldı. Son dönemlerde bütün ağırlığımızı coronavirüsün gelişimini önlemek ve mücadele kapsamında yürütebileceğimiz çalışmalara ayırmak zorunda kaldık. Özellikle maddi ve teknolojik imkanları en fazla olan ülkelerde, coronavirüsün bu kadar hızlı yayılması ve büyük zararlara yol açması göz önüne getirildiğinde, bizim gibi imkanları sınırlı olan toplum ve yönetimler açısından en doğru tedbir, engellemenin yollarını devreye sokmaktı ve bizde ağırlıklı olarak bunu yaptık. Bu konuda da özellikle Özerk Yönetim bünyesinde bulunan bütün kurum ve kuruluşlar ortak ve eşgüdümlü hareket ederek, bu virüsün yayılmasını önlemek için gerekli önlemleri aldılar. Bunun yanı sıra, virüsün yayılması halinde yapılabilecekler de ele alınarak buna karşı geliştirilebilecek tedbirler de müzakere edildi. Özerk Yönetim’in aldığı başarılı tedbirler neticesinde çok ciddi vakalarla karşı karşıya kalmadık bu süreçte. Çıkan bir iki vakada çok ciddi tehlike arz etmeden önü alınabildi. Burada ortaya bir realite çıktı; Halk bilinçliliği ve örgütlülüğü ortaya çıkabilecek bütün tehlikelere karşı tedbir geliştirmeyi yaratabilecek en temel güçtü. Halkımız da uzun yıllardır kendi içerisinde yarattığı örgütlülük ve doğru refleks verme gücü ile bütün dünyayı kasıp kavuran coronavirüs karşısında, en büyük imkan ve olanaklara sahip devletlerden bile daha organize bir tedbir mekanizmasını kendi içerisinde sağladı. Elbette burada en önemli olgu; bütün insanlara ulaşabilecek bir organizasyonu yaratabilmek ve insanlara doğruları en yalın ve en sade şekilde anlatabilmek. Bunu yaptığınızda insanlar kendilerini, sağlıklarını ve sevdiklerini koruyabilmek için belirlenen kuralları içtenlikle yerine getiriyorlar. Zaten buna inandıktan sonra, özel olarak farklı veya sert tedbirler almak anlamsızlaşıyor. ‘Haziran ayı sonrası Suriye’ye uygulanacak ekonomik yaptırımlar Rojava’yı da etkileyecek’ Şu bir gerçek ki; tehlikeli ve zorlu dönemleri atlatmış değiliz. Özellikle Haziran ayından sonra Suriye’ye uygulanacak ekonomik yaptırımlar ister istemez bizi de fazlasıyla etkileyecek. Çünkü kabul etsek de etmezsek de şu an bizde Suriye’nin bir parçasıyız ve Suriye’de yaşanacak olumlu ya da olumsuz bütün gelişmeler direk veya en direk bizi etkiliyor. Ekonomik yaptırımların devreye girmesi, dövizin günlük olarak yükselmesi, en basitinden insanların pazar alım güçlerini düşürecek ve bir şeylere ulaşmaları zorlaşacak. Bütün bu olası zorlanmaları aşabilmek için Özerk Yönetim canla başla çalışarak, bunun üstesinden gelebilecek kriz tedbirlerini geliştirmeye çalışıyor. Suriye’de yaklaşık 9 yıldır süregelen savaş gerçeği içerisinde, IŞİD vb. zorlukların üstesinden geldik. Özerk Yönetim’in bütün imkansılık ve olanaksızlıklarına rağmen, bundan sonra da ortaya çıkacak ekonomik krize karşı ciddi ve halkımızı zorluklardan koruyacak tedbirleri alacaklarına inanıyoruz. Zaten Özerk Yönetim şu an günlük yaşam ihtiyaçlarında (yiyecek, elektrik, su vb.) fiyat artışlarını engellemek ve herkesin bu ihtiyaçlara rahat bir şekilde ulaşabilmesini sağlamak için gerekli tedbirleri alıyor. ‘ABD ve Rusya’nın Beşar Esad’ın görevinden ayrılması konusunda anlaştıkları dillendiriliyor’ Önemli bir hususta, hepimizin bildiği gibi Suriye sahasında birçok güç yer almakta. ABD, Rusya, İran, Türkiye ve muhalif güçler Suriye sahasında bulunuyorlar. Son dönemlerde de çok farklı söylentiler ortalıkta dolaşıyor. ABD ve Rusya’nın Beşar Esad’ın görevinden ayrılması konusunda anlaştıkları dillendiriliyor. Aynı şekilde Baas sistemini cezalandırmak için bazı uygulamaların devreye gireceğine yönelik söylentiler mevcut. İsrail’in birçok yerde İran güçlerini vurması durumu var. Sonuç itibariyle her ne kadar ABD ve Rusya birçok konuda karşıt olarak görünüyorsa da, ana hatlarda bir ittifak durumunda oldukları söylenebilir. Özellikle İran’ın Suriye’deki varlığını azaltma veya tümden bitirme konusunda hemfikir gibi görünüyorlar. Yine son dönemlerde Esad ailesi içerisinde yaşanan ve dışarıya yansıyan bazı ciddi problemlerinde, Suriye sahasında bulunan güçler arasında bazı yeni dengelerin oluştuğuna yönelik izlenimler oluşturuyor. Suriye sahasında yaşanan sıcak gelişmelere paralel olarak Rojava Kürdistanı’nın da ulusal birlik trafiği hızlandı. Yaşanan gelişmeler tüm Kürdistanlılar tarafından sevinçle karşılandı. ENKS ve diğer Kürt partileri ile ne tür çalışmalar yürütüldü? Özellikle uzun süredir halkımız içerisinde büyük bir beklenti haline gelen ‘Birlik’ konusunda adım atmanın gerekliliğine inandık. Bu şekilde halkımızın taleplerini yerine getirmek için üzerimize düşeni yapıyoruz. Birlik konusunda bu son attığımız adımın halkımız tarafından çok olumlu karşılandığını ve yeni umutlar doğurduğunu da görüyoruz. ‘Ulusal Birlik’ düşüncesi kendisine Kürt diyen her insanın vazgeçilmez bir isteği. Biz bunun farkındayız. Kendisine Kürdüm diyen her birey, kayıtsız ve şartsız ‘Ulusal Birlik’ istiyor. Bizde halkımızın ve insanlarımızın bu talebine kayıtsız kalmamak için bazı adımları atma gerekliliğine inandık. PYD olarak bu birlik çalışmalarında bizden istenen adımları atmaktan çekinmedik. Yaklaşık 6 ay öncesinden Kürt Ulusal Kongresi’nin (KNK) bazı çalışmaları oldu bu yönlü. ‘Ulusal Birlik’ için bazı çalışmalar yürüttüler. Bu çalışmalara destek olmak adına bizde üzerimize düşeni yapmak istedik. Özellikle Suriye Kürtleri Ulusal Konseyi’nin (ENKS) bir süreliğine kapalı tutulan çalışma ofisleri ve bürolarının bu temelde yeniden açılması ve çalışmalarını yürütmesi yönünde adımlar atıldı. Bu adımlar istenilen ‘Ulusal Birlik’ çalışmalarının önünü açmak ve buna zemin hazırlamaya yönelik gelişti. Bu süreçte Mazlum Abdi’nin kendi inisiyatifi ile ‘Ulusal Birlik’ çalışmalarını hızlandırmak ve zeminini güçlendirmek için bazı çabaları oldu. Biz de PYD olarak buna destek vermeyi doğru gördük ve desteğimizi sunduk. PYD olarak o zamanda söyledik, bugünde söylüyoruz; ‘Ulusal Birlik’ için bizden ne istenirse ve ne yapmamız gerekirse her zaman buna hazırız. ‘Ulusal Birlik’ çalışmaları için oluşturulan inisiyatif, ister Suriye Demokratik Güçleri (HSD), ister KNK, ister sivil toplum kuruluşları tarafından başlatılsın, şayet halkımızın taleplerine doğru cevap olabilecekse destek vermek her Kürt oluşumu ve bireyi açısından gerekli ve değerlidir. Zaten bu süreçte, Kobani sivil inisiyatifi adına bazı gençler, akademisyenler, tabipler vb. meslek kuruluşlarından temsilciler resmi yol ve yöntemlerle gerekli mercilere ulaşarak bu yönlü toplumun istem ve taleplerini ilettiler. Aynı şekilde Kürdistan Bölgesi’ndeki bazı sivil toplum kurumları da bu yönlü taleplerini ilettiler. Ve bütün bu bahsettiğim sivil inisiyatif, kurum ve meslek grupları ‘Ulusal Birlik’ için gerekli yol ve yöntemler için oluşturdukları projelerini de sundular. Yani kısacası şunu belirtmek isterim; Bir süreden beridir, Kürt halkının farklı kesimlerinde ‘Ulusal Birlik’ adına büyük talep ve istemler artık açık ve net bir şekilde kendisini siyaset merciine dayatıyor durumda. Birinci Dünya Savaşı’nda Kürtler ‘Ulusal Birlik ve Güç’ oluşturamadıkları için büyük güçlerin ve bölge ülkelerinin çıkarlarına kurban edildi’ Rojava Kürdistanı’nda şüphesiz birbirinden bağımsız birçok Kürt partisi mevcut. Ortaya çıkan bu ‘Ulusal Birlik’ inisiyatifine cevap olabilmek açısından, ister Özerk Yönetim bünyesinde, ister dışında var olan bütün siyasi Kürt Partilerin bir araya gelerek tartışmalar yürütmesi ve halkımızdan gelen bu taleplere cevap olabilmesi için böyle bir adımı atmak gerekliydi. Bugün 25 Kürt Partisi olarak bir araya geldik ve birlik adına bazı kararlar aldık. Bu birlik elbette ki ulusal konuların ele alınacağı bir toplantıya toplu halde giderek katılım sağlayamayabilirler. Fakat kendi aralarında belirledikleri temsilcilerle böylesi toplantılarda kendi temsiliyet haklarını koruyabilirler. Hem Dünya hem de Orta Doğu olarak çok önemli ve hassas süreçlerden geçiyoruz. Özellikle Kürt halkı olarak bu hassas süreçlerde, tarihte olduğu gibi tekrardan kurban olmak istemiyorsak ve kaderimizin belirlendiği toplantılarda söz sahibi olmak istiyorsak, buna hazırlıklı olmak zorundayız. Bunun için en önemli hazırlıkta ‘Ulusal Birlik’ olduğu kanaatindeyiz. En önemlisi, 9 yıldır Suriye sahasında devam eden savaş ve şiddet döneminde, verdiğimiz on binlerce şehide ve halkımızın yaşadığı onca acı ve zulme cevap olabilmek adına bunu yapmak zorunda olduğumuzun farkındayız. Aynı şekilde elde ettiğimiz kazanımları korumak ve geliştirmek içinde bu vazgeçilmez ve olmazsa olmaz bir durumdur. Aksi taktirde Birinci Cihan Harbinde Kürtler ‘Ulusal Birlik ve Güç’ oluşturamadıkları için nasıl büyük güçlerin ve bölge ülkelerinin çıkarları uğruna kurban edildilerse, bugünde aynı akıbete maruz kalma tehlikesi ile karşı karşıya oldukları bütün Kürt bireyleri tarafından rahatlıkla görülmekte. İşte bunu engelleyebilmek ve kazanımlarımızı koruyarak, daha da güçlendirmek için bu dönemde bizden istenen en önemli görevin ‘Ulusal Birlik’ olduğunu biliyoruz. Rojava Kürdistanı’nda 25 Kürt partisi bir araya gelerek Kürt Ulusal Partiler Birliğini oluşturdu. Bu birliğe hangi ihtiyaçlardan yola çıkarak gidildi? Birliğin gelişim sürecini ve Kürt Ulusal Partiler Birliği’nin amaç ve hedeflerini bize kısaca anlatır mısınız? 25 Kürt Partisi bir araya gelerek, aralarında bir tartışma yürüttüler. Ve en önemlisi kurulacak bu birliğe bir isim buldular. İsim konusunda bir çok öneri oldu ve en son Partiya Yekitiya Niştimani Kurd (Kürt Ulusal Birlik Partileri) isminde karar kılındı. Bu Birliğin çalışma programı ve tarzı konusunda, önümüzdeki toplantılarda daha ayrıntılı tartışmalar ve kararlar geliştirilecek. Örneğin; ileride Kürtleri ilgilendirecek uluslararası toplantılara katılmak, ENKS ile birlik görüşmeleri geliştirmek veya Suriye Muhalefeti ile görüşmeler yapabilmek için hangi düzeyde bir katılım gerekecek, temsiliyetler nasıl olacak? Bunlar yapılacak tartışmalar ve alınacak kararlarla belirlenecek. Belirlenen temsilciler kendi aralarında geliştirecekleri toplantılarda alacakları karar ve görüş birliği ile bu toplantı veya görüşmelere gidecekler. Sembol ve amblemler için, zaten bütün Kürtler açısında vazgeçilmez renkler olan Sarı, Kırmızı ve Yeşil renkler her zaman esas olanıdır. Ayrıca logoda birliği sembolize etmek için ele ele tutuşan kişiler kabul edildi. Yani bir araya gelen partilerin el ele tutuşması ve dışarıda kalan partilerede uzatılan birlik eli şeklinde düşünüldü bu logo. Rojava Kürdistanı’nda bulunan Kürt partilerinin sayısı diğer parçalardaki partilerin toplamından daha fazlasına tekabül ediyor. Bunun nedenleri ve yarattığı sonuçları nelerdir? Evet, Rojava Kürdistan’ında çok sayıda siyasi parti bulunmakta. Rojava Kürdistanı’nda ilk Kürt siyasi partisi 1957 yılında kuruldu. Ama kısa bir süre sonra bu parti kendi içinde bir ayrışma yaşadı. Daha sonra bu partilerden bazıları Kürdistan Bölgesi’ne bağlı çalışmalarına devam etti. Bazıları Suriye rejimi ile devam etti. Ve aralarında görüş ayrılıkları başladı. Bazıları sağ, bazıları sol görüşleri esas aldı. Özellikle Kürdistan Demokratik Partisi (PDK) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (YNK) 1966 yılı sonrası yaşadıkları ayrışma etkisi Rojava Kürdistanı’nda yeni parti kuruluşlarını tetikledi. Bu partilerin hiç biri Suriye’de legalite kazanamadı. Baas rejiminin Kürt sorununa ve partilerine yaklaşlaşımı zaten biliniyor. Hatta var olan bu zorlu durumlardan dolayı bazı Kürt partileri egemenlerinin denetimlerine girdi. Özellikle Kürtleri sömürgesi altında bulunduran ülkeler, Kürtleri parçalamak için birçok Kürt partisine el attı ve kendi çıkarları doğrultusunda kullandı. ‘Özerk yönetimin ilanından sonra partiler kanunu çıkartıldı’ Özerk yönetimin ilanından sonra partiler kanunu çıkartıldı. Bu kanunlar çok esnek kanunlardı. Hatta öyle ki, birkaç kişi bir araya gelerek hukuki yükümlülüklerini yerine getirdiklerinde, siyasi bir parti oluşumuna gidebiliyorlar. Var olan birçok siyasi partiye baktığımızda bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Bazı partiler sadece aile ve yakın aile bireylerinden ya da dar aşiret oluşumlarından oluşuyor. Ama özerk yönetim buna karşı olmadığını ve her şekilde herkesin kendisini temsil edebileceği bir oluşuma gidebileceğini belirtti. Ve partiler kanunu çerçevesinde oluşumunu tamamlayan, ister 4 kişiden, ister 400 kişiden oluşan bir partiye, özerk yönetim saygı duyacağını ve gerekli desteği vereceğini açıkça deklere etti. Ayrıca özerk yönetimin oluşması ile birlikte oluşturulan partiler kanununa bağlı olarak birçok yeni parti kuruldu veya birçok eski parti dağıldı, bölündü. Fakat burada dikkat çeken durum, örneğin; yeni kurulan parti, önceden ayrıldığı partiye yakın isim aldı. Bünyesinden koptuğu partinin ismi örneğin, Demokratik Suriye Partisi idiyse onlar isimlerini Suriye Demokratik Partisi yaptılar. Bu tamamen onların özgür kararları ve yaklaşımları. Onlara neden bu şekilde davranıyorsunuz denilemezdi. Dolayısıyla bu şekilde Rojava Kürdistanı’nda parti sayısı da çoğaldı. ‘Ulusal konularda tezatlık teşkil etmedikçe çok sayıda partinin varlığı sorun oluşturmaz’ Rojava Kürdistanı’nda siyasi partiler sayı olarak çok fazla. Kuşkusuz bütün bu partilerin kendine has siyasi görüşleri ve çalışma tarzlarında farklılıklar bulunmakta. Esas olan, ulusal konularda tezatlık teşkil etmedikleri sürece bunun bir zararının olmadığı kanaatindeyiz. Bu birlik kurma çalışmasının temelinde olan şeyde tam olarak zaten bu durumu geliştirmeye yönelik. Her parti kendi kimliği ve kendi siyasetiyle ulusal çıkarlara hizmet temelinde katılımını sağlayabilecek ve kendi rengini gösterebilecek. Zaten ulusal çıkarlar doğrultusunda çalışma yürütmeyen partiler böylesi birlik çalışmaları içerisinde yer alamazlar. Yani önemli olan şu; Ulusal çıkarlar için parti ve bireysel çıkarlarımızı bir tarafa bırakarak ortak karar alma ve çalışma zeminini yakalamak temel yaklaşım olmak zorunda. Birlik kurma konusunda ki amaç; halkımızın birlik talepleri ve istemleri doğrultusunda var olan siyasi partilerin bir araya gelebilmesini sağlamak ve ortak zeminde çalışmalarına önayak olabilmektir. Rojava Kürdistanı’nda oluşan birliğe hangi partiler katıldı? Bu oluşum dışında kalan partiler oldu mu? Olduysa diğer partilerin bu oluşuma katılımını hedefliyor musunuz? Bu konu da ne tür çalışmalar yürütmeyi düşünüyorsunuz? Şu an birliğe dahil olmuş ve ENKS içerisinde yer alan partilerde bulunmakta. Ayrıca YNK’ye yakın olan iki ayrı Gelecek Partisi var. Bunlarında bu birliğe dahil olmaları için görüşmeler gerçekleşti. Fakat girmek istemediler. Belki ileride bu birliğe dahil olmak isteyebilirler. Ama şu an neden dahil olmak istemedikleri konusunda bizim bir görüşümüz mevcut değil. Kürt kamuoyunda bazı görüşlere göre, oluşan birlik ağırlıklı olarak TEV – DEM bünyesinde yer alan partilerin birleşmesi neticesinde gelişti. Gerçekten de ağırlıklı olarak TEV – DEM bünyesinde bir yapılanma temelinde mi gelişti? Biz PYD olarak, Özerk Yönetimin ilk ilanından beridir farklı birçok projeler ürettik. Birçok parti sunduğumuz bu projeleri onaylayarak, bize destek verdi. Buna karşılık ENKS’nin de projeleri vardı. Bizimle birlikte sunduğumuz projelere destek veren partilerin büyük çoğunluğu, bizim gibi Özerk Yönetimin idaresi altında çalışmalar yürüttüler. Şimdi burada birlik için bir araya gelen bu 25 partinin hepsi TEV – DEM’in denetiminde olan partiler değiller. Bazıları Özerk Yönetim idaresi altında olan partiler, ama bazıları bu idarede olmayanlardı. Ve bunlar bir araya geldiler. Zaten şu an bu birlikte yer almayan ve henüz katılım sağlamamış olan partilerin büyük çoğunluğu ENKS ile birlikte olan partiler. Bu da ENKS’nin Suriye krizinin aşılması, Suriye’deki Kürtlerin geleceğine ilişkin yaklaşımı konusundaki farklı görüşlerinden kaynaklanıyor. Rojava Kürdistanı’nda PYD ve ENKS arasındaki görüşmelerin bu birliğin oluşumuna katkı sunduğunu düşünüyor musunuz? Bu birliğin ENKS ile Özerk Yönetim arasındaki görüşmelere bakışı nedir? Bu konuda birlik olarak nasıl bir katkı sunmayı düşünüyorsunuz? ENKS ile geçmişte bazı görüşmelerimiz oldu ve bu görüşmelerimiz basına kapalıydı. Bu görüşmelerde, toplantılar ve görüş alış verişleri oldu. Fakat ENKS ile Özerk Yönetim arasında toplantı olmadığını biliyorum. İleride olabilir ve bu onların karar vereceği bir durum. Özellikle ENKS’nin Özerk Yönetime katılımı, buradaki çalışma içerisinde yer almaları, yine sivil savunmaya dahil olmaları vb. gibi konular, ENKS ile Özerk Yönetim arasında gelişecek toplantı ve görüşmelerle karara bağlanabilir. Şu ana kadar yapılan görüşmeler PYD ile ENKS arasında olan görüşmelerdi ve bir süre sürdürüldü, daha sonra durdu. Birlik kurabilmek için zaten sadece 2 partinin bir araya gelmesi yeterli değil. Bütün var olan partilerin bir araya getirilmesi esas alınmalıdır. Bizim görüşümüz bu yönlü. Sadece bizim açımızdan değil herkes açısından bu şekilde olmalı diye düşünüyoruz. Yani bir birlik kurulmalı ve bu birlik içerisinde bütün partilerin temsilcileri bulunmalı. Yaklaşım bu şekilde olmalı. Bu birlik bütün ulusal konularda karar verebilme gücüne sahip olabilmeli. Sadece Rojava Kürdistanı için değil bütün Kürdistan parçaları için ‘Ulusal Birlik’ zaruri Sadece Rojava Kürdistanı için değil, bütün Kürdistan parçaları için ‘Ulusal Birlik’ zaruri bir şey. Bugün Rojava Kürdistanı’nda kurulan birliğin bütün diğer Kürdistan parçalarını etkileyeceği de açıktır. Zaten Kürt halkı içerisinde ‘Ulusal Ruh’ uzun bir dönemdir var. Hepimiz gördük ve yaşadık, Kobani’de, Şengal’de sınırları tanımadık ve birbirimize desteğe koştuk. Buna karşı karşıtlarımızın da bizleri bölmek, parçalamak için uğraştığının farkındayız. İşte bu nedenle onların politikalarını boşa çıkartmak ve halkımızın içerisinde bulunan ‘Ulusal Ruhu’ geliştirmek için böylesi bir adımın gerekliliğine inandık. Kuzey Doğu Suriye’de oluşturulan idari biçim, bugün ne kadar başarılı olduğunu gösterdi. Suriye’de varolan muhaliflerin oluşturmak istedikleri sistem ve idari şekiller birer birer yıkıldı. Rojava’da oluşturulan sitem başarılı bir şekilde ayakta kaldı. Ve bunun etkisinin hem Kürdistan’ın diğer parçalarına ve hem de bölgeye olacağı açıktır. Özellikle Orta Doğu bugün, Demokratik ve İnsan Haklarına önem veren sistemlere ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle birlikten bahsederken sadece Kürtlerin birliğinden değil, bu coğrafyada var olan bütün bileşenlerin birliğinden bahsetmek zorundayız. Bu anlamda bahsettiğimiz ve uygulamaya koymak istediğimiz birlik çalışmasının Suriye başta olmak üzere, bütün bölge ülkelerinde de etkisi olacağına inanıyoruz. Rojava Kürdistanı’na, diğer parçalardaki Kürt partilerinin müdahaleleri olumlu ya da olumsuz oluyor mu? Bu partilerin Rojava’ya yaklaşımları konusunda neler söylemek istersiniz? Hangi konularda destek olmalarını beklersiniz? Kuşkusuz diğer parçalarda var olan siyasi partilerin Rojava Kürdistanı üzerinde etkisi mevcut. Burada çalışma yürüten siyasi partilerle var olan ideolojik, politik veya inorganik bağlar nedeniyle, PDK’nin, PKK’nin, YNK’nin, Kominist partinin veya diğer partilerin elbette ki Rojava Kürdistanı üzerine etkileri sözkonusu. Bu bir yere kadar doğal bir durum. Ama kendi siyasi yaklaşımlarını buraya dayattıklarında veya kendi aralarında ki politik çekişmeleri bu sahaya yansıttıklarında ister istemez olumsuz ve zarar verici bir durum yaşanıyor. Bu açıdan bütün bu partilerden ricamız, Rojava Kürdistanı’nın özgünlüğünü göz önünde bulundurarak yaklaşmalılar. Elbette bütün partiler kendilerince Rojava Kürdistanı’na ve burada elde edilen kazanımlara saygı gösterdiklerini düşünüyor olabilirler ama bazen bu düşünceyle geliştirdikleri dayatmalar ne yazık ki bize zarar veriyor. Bazı partiler üst düzeyde buna dikkat ederek yaklaşım sergilerlerken, bazı partiler ne yazık ki daha az dikkat ediyorlar. Örneğin bize şöylesi dayatmada bulunmalarından rahatsız oluyoruz; biz falan partiyi ret ediyorsak sizde ret edin, biz falan partiyle çatışıyorsak sizde o partiyle çatışın. Biz şunu göz ardı ve ret etmiyoruz; Partiler birbirlerinden destek alabilir ve güç verebilirler. Ama bu yapılırken bütün partiler Rojava Kürdistanı’nın özgünlüğünü dikkate almalıdırlar. Son olarak bu konuda şunu söylemek isterim; Bütün parçaları kapsayan bir ‘Ulusal Kongre’nin olması halinde, çıkacak bütün kararlara da uymak konusunda biz Rojava Kürdistanı olarak saygılı olacağız ve kararlara sonuna kadar uyacağız. ABD ve Fransa’nın Rojava Kürdistanı’nda bulunan partileri özellikle PYD ve ENKS bileşenleri arasında arabulucu olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu güçlerin müdahalesi ile sorunların aşılacağına inanıyor musunuz? ABD ve Fransa’nın Kürtlerin birliği konusunda yürüttükleri çalışmalar kuşkusuz önemli ve stratejik. Bu çalışmaya yönelik PYD olarak, çok değer verdiğimizin ve her türlü katkıyı sunacağımızın bilinmesini isteriz. Elbette ABD ve Fransa Kürt Birliğinin yanı sıra, bölgede kendi çıkarlarını düşündükleri için bu türden çalışmalara ağırlık veriyorlar. Ama önemli olan burada onların çıkarlarının da Kürtlerin Birliğinden geçiyor olması. Yani karşılıklı bir çıkar durumu söz konusu. Bunu Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan tecrübelerden de görüyoruz. Nasıl ki ABD 1998’de her iki Kürt partisinin liderlerini Whaşington’a götürerek bir araya getirdiyse, bir birlik yaratmaya çalıştıysa ve burada karşılıklı çıkarlar söz konusu olduysa, şu an ortaya çıkan durumda buna benziyor. Aynı şeyin Rojava Kürdistanı içinde yapılması uzak bir olasılık değil. Zaten şu an herkes şunun farkında; 9 yıldır Suriye krizi çözülemiyorsa bunun en önemli sebeplerinden birisi, Kürtlerin çözüm masasında olmaması. Kürtlerin masada olabilmesi için, Kürtlerin birlik olması gerektiği kanaati oluşmuş durumda. Bu güçler şu an birleşmiş bir Kürt gücüyle Suriye krizini çözebileceklerinin farkında. Tabi bunun karşısında birçok devlet ve güçte bu birlik projesini sabote etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Örnek Rusya, Suriye ve Türkiye böylesi bir birliğin oluşmasını istemiyorlar. Ama biz Kürtler artık şunun farkındayız ki, güç olabilmemizin yegane temeli birlikten geçiyor. Karşıtlarımız yüz yıllarca bizi daha rahat yönetebilmek için, parçalamayı esas aldılar. Bizim de bunu boşa çıkarmamız için atacağımız en iyi adım birlik olmalıdır. Size göre uluslararası güçler ve bölge ülkelerinin bu birliğe yaklaşımı hangi temelde olacak? Özellikle Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin birlik çalışmaları karşısındaki tavırları nasıl olacak? Bu ülkelerin olası yönelimlerine karşı ne tür tedbirler öngörülüyor? Kuşkusuz Kürtler Orta Doğu denkleminde artık bir güç olarak yer alıyorlar. Özellikle IŞİD’i yendikten sonra Kürtler bölgede Demokratik projenin öncüsü durumuna geldiler. Kürtler elde ettikleri bu avantajlı konumu doğru bir politik yöntemle kullanabilir ve ulusal birlik siyasetini esas alabilirlerse, kuşkusuz Kürt halkının yüz yıllardır uğruna katledildikleri, acılar çektikleri ve ulaşmaya çalıştıkları birçok projeyi hayata geçirebilecekler. Şunu çok iyi biliyoruz ki 20’inci YY. başlarında Kürtleri parçalayan zihniyetler hepsi aynı görüş ve düşünce içerisindeydiler ve daha da önemlisi bu konuda birliktiler. Diğer bütün konularda çelişki ve çatışma yaşayan bu güçler ne acıdır ki Kürtler konusunda hemfikir ve birlik halinde oldular. Bugün bu realite de bazı değişikliklerin olduğu aşikar. Örneğin daha düne kadar Kürtleri ezme konusunda birlik olan Türkiye ile Suriye bugün düşman konumdalar. Yine bölgede Türkiye ile Mısır çelişkileri üst düzeyde. Türkiye ile İran arasında halen stratejik çelişkiler söz konusu. Biz de var olan bu çelişkili ortamda kendi ulusal siyasetimizi nasıl yürütebilir ve kendi halkımız adına nasıl kazanımlar sağlayabiliriz? Bundan sonrası için yürüteceğimiz çalışmaların bu yönlü olması gerektiğine inanıyoruz. Özellikle IŞİD’e karşı yürütülen mücadele ve bölgede IŞİD hakimiyetinin sonlandırılması için Kürt halkının gösterdiği fedakarlık, azim ve direnişçilik bütün dünyanın takdirini kazandı ve olumlu bir imaj yarattı. İşte bu imajı daha üst seviyeler çıkartmak ve halkımızın hizmetine koyabilmek için bundan sonra hangi adımlar atılmalıdır? Bu konuları ele alarak bir yol haritası belirlememiz gerekiyor. Özellikle karşıt durumda yer alan güçlerin vaatlerine kanmamalıyız. Çünkü düşmanlarımız zaten bizim birliğimizi asla istemedi ve istemeyecekler. En önemlisi Kürtler artık eski Kürtler değiller ve şu an bölgede öncülük yapabilecek güce ve donanıma sahipler. Ramazan Bayramı için Basnews aracılığıyla Rojava’dan bütün Kürt halkına ne söylemek istersiniz? Ramazan Bayramı vesileyle, başta Kürt halkı olmak üzere bütün Müslüman alemin Mübarek Ramazan Bayramı’nı kutluyor, huzur ve barış içerisinde bir bayram süreci yaşamalarını diliyoruz. Bayramlar sevgi, barış ve kardeşliği güçlendirme vesilesidirler. Bu Mübarek Ramazan Bayramı’nın bölgemizde yaşayan bütün halklar için sevgi, barış ve kardeşlik tohumlarını güçlendirme vesilesi olması dileğimizi belirtmek isteriz. Bütün bayramların toplumsal bir alt yapısı ve zemin vardır. Özellikle biz Kürtler gibi sürekli zor dönemlerden geçen, her zaman katledilmeyle yüz yüze olan bir halkın her şeye rağmen kutsal saydıkları bayramlarını gelenek ve göreneklerine göre aksatmadan kutlamaları, bayramlara verdikleri önem ve değerin bir ölçüsüdür. Bu vesileyle bir kez daha Mübarek Ramazan Bayramı’nın Kürt ve Müslüman halklarına kutlu olmasını, sevgi, barış ve huzur getirmesini diliyoruz.
Comments